Birçok tarotçu, maalesef tarot kartlarının astrolojik değerlerini göz ardı ederek sadece resimlere ve figürlere odaklanarak yorum yapmaktadır.
Ancak bu, tarotun doğasına aykırıdır çünkü astroloji aslında tarot kartlarının en önemli yapı taşlarından biridir ve kartların yorumlanmasında astrolojik etkinin dikkate alınması gerekmektedir.
Aslında tarot ve astroloji birbirinden ayrılamaz bir ikili gibidir. Astroloji, tarota destek olur ve her kartın astrolojik değeri, o kartın kişiliğinin şekillenmesinde etkilidir. Aynı zamanda, tarotçunun işini kolaylaştırarak daha akıcı ve kaliteli yorumlar sunar. Bir tarotçu, önündeki açılımın sadece astrolojik değerlerine bakarak bile neler olduğunu anlayabilir. Tabii ki, yorum yaparken sadece astrolojik değerlere bağlı kalmamak önemlidir; ancak açılımın astrolojik boyutunu başarıyla anlayan bir tarotçu diğerlerine göre avantajlıdır.
Astroloji ile tarot arasındaki bağlantıyı kuran tarotçular, kartları daha iyi anlayabilir ve dolayısıyla daha iyi yorumlayabilirler. Bir tarot kartı, bir elementin, astrolojik ve numerolojik bir değerin, kart üzerindeki sembolizmin ve hislerin birleştirilmesiyle yorumlanır. Tüm bu öğeler bir bütün olarak ele alınmalı ve hiçbiri göz ardı edilmemelidir. Çünkü tam anlamıyla öğrenmek isteyen bir tarotçu, tıpkı bir masanın dört ayağının onu taşıdığı gibi, bu öğelerin birbiriyle etkileşimde olduğunu bilmelidir.
Tek bir ayağı kırık veya sağlam olmayan bir masa sağlam bir masa olamaz. Astroloji de masanın bu ayağından biri olarak asla göz ardı edilmemelidir. Astrolojiyi iyi anlamak için öncelikle gezegenlerle başlayın. Gezegenleri ayrı ayrı inceleyerek, internetten araştırarak onların arasındaki ilişki ve uyumu anlamaya çalışın. Örneğin, Güneş’e odaklandığınızda sıcaklığını, parlaklığını, yaşam gücünü ve çekim kuvvetini hissedebilirsiniz. Venüs gezegeninin özelliklerini araştırarak insan kişiliği üzerindeki etkilerini anlamaya çalışın.
Astrolojide temel gezegenler olan Güneş, Ay, Mars, Jüpiter, Venüs, Saturn, Uranüs, Merkür, Neptün ve Pluto ile ilgilenin. Bu gezegenleri tanıyarak astrolojiye adım atabilirsiniz.Güneş (Şems) astrolojide en önemli vücut olarak kabul edilir. Galaksimizin kalbi ve en güçlü ışığıdır. Doğum haritamızın yöneticisi olarak hayat enerjimizi temsil eder. Ego ve benliğimizin simgesidir, kişiliğimizi ve kimliğimizi yansıtır. Aslında “Kimsin?” sorusunun cevabı, kendi Güneşimizin tarifinde saklıdır.
Astrolojide Güneş, patron ve sabit olan gezegendir. Diğer gezegenler Güneş’in etrafında döner ve bu nedenle Güneş, hayatımızın merkezi ve benliğimizin sembolü olarak kabul edilir. Güneş’in etkisi altındaki kişiler genellikle değişime direnen ve başkalarına uyum sağlamakta zorlanan, ego sahibi bireylerdir. Onlar, kendi planlarını yapmayı tercih eden ve benmerkezci davranışlar sergileyen kişilerdir.
Güneş, gökyüzündeki en dikkat çekici ve parlak cisimdir. Bu nedenle, kişisel olarak kendimizi temsil eden en önemli semboldür. İçimizdeki yaşam enerjisi, kişiliğimizi dünyaya açan yönümüz, hayata bağlılığımız ve yaşam motivasyonumuz Güneş’in etkisi altındadır. Aynı zamanda vücudumuzdaki organlardan kalbi yönettiğine inanılır.
“Güneşin Etkisi Altında Olan Kişilerin Özellikleri”
Güneşin etkisi altında olan kişiler, genellikle aşırı benmerkezci ve yönetici ruhlu olurlar. Onlarla anlaşabilmek için uyum sağlamak önemlidir, çünkü Güneş sistemdeki diğer her şeyi çevresinde döndürürken, kendisi etrafında döner. Değişime ve çalışma sistemine uyum sağlayarak iyi bir iletişim kurmak mümkündür, çünkü bu kişiler değişmeyi pek istemezler.
Bu kişiler yavaş hareket edebilirler, ancak adımları kararlı ve sağlamdır. Emirlerine uyan birçok kişi çevrelerinde bulunur ve insanları kolayca etkileyebilirler. Her zaman enerjik ve hareket halindedirler, diğerlerinin yorulduğu noktada bile işe yeni başlamış gibi devam ederler. Sürekli güler yüzlü ve sıcakkanlıdırlar. Birden fazla işle aynı anda ilgilenmek onlar için zor değildir ve bunu hatasız bir şekilde başarabilirler.
Ay (Kamer): Ay, astrolojide Güneş’ten sonraki en önemli gezegendir; duyguların ve bilinçaltımızın yöneticisidir. Bilinçaltımızın en derin ve ücra köşelerinde gizlenen her şey ve kişiliğimizin bilinçsiz yönünü temsil eder. Geçmişimiz bugünkü bilinçaltı durumumuzu şekillendirir ve ortaya çıkarır. Ayrıca hiç kimsenin, hatta kendimizin bile farkında olmadığı gizli duygularımız ve aklımızdaki soru işaretleri de Ay’ın etkisi altındadır.
Ay aynı zamanda aile yaşantısı ve ev hayatımızın yöneticisidir. Toplumsal hayatta sergilediğimiz kişilik değil, ev içindeki kişiliğimizin ve aile içindeki halimizin simgesidir. Ay, toplum içindeki maskelerimizi çıkardığımız ve kendimizle baş başa kaldığımız zamanları temsil eder. Bu nedenle dolunay günlerinde ailemize daha yakın hissedebilir ve evde vakit geçirmek isteyebiliriz. Yengeç burcu, Ay’ın hakim olduğu burçtur ve Ay’a hükmeden metal gümüştür.
Güneş gündüzün ve aydınlığın, Ay ise gecenin ve karanlığın efendisi ve yöneticisidir. Ay, bilinçaltımızda gizlenen ve farkında olduğumuz ya da olmadığımız bütün duygu ve düşünceleri kapsar. Dünyanın uydusu ve dünyaya en yakın gökcismi olan Ay, bize en yakın olan kişileri, yani ailemizi ve ev hayatımızı da yönetir.
Güneş eril bir gezegenken, Ay dişildir ve sayısı ikidir. Bu nedenle doğduğumuz günden itibaren bize en yakın kişi olan annemizi ya da hayatımızdaki en önemli kadını temsil edebilir.
Ay’ın etkisi altında kalan kişiler duygusal, evine ve ailesine aşırı derecede bağlı kişilerdir. Mantık yerine duygularıyla hareket ederler. Güneş sistemindeki en hafif gökcismi olan Ay’ın etkisi altındaki kişiler kolay yönetilir ve diğer burçlara göre kolaylıkla yönlendirilebilirler.
Evlendiklerinde çok iyi anne olurlar; hatta bu burcun yönetimindeki erkekler çocuklarına aşırı derecede düşkündür ve bir kadının yaptığı çocuk bakım görevlerini zevkle yerine getirirler. Aile kavramı onlar için aşırı derecede kutsaldır.
Merkür (Utarit): Merkür, Güneş’e en yakın gezegendir ve bu yüzden Güneş çevresinde bir turunu sadece 88 günde tamamlar, bu da onu Zodyak’taki en hızlı gezegen yapar. Mitolojide, Merkür tanrıların habercisi olarak bilinirdi. Astrolojide ise iletişim ve komünikasyonun her türlü şeklini ve aracını yöneten gezegen olarak kabul edilir. Yolculuk, iletişim araçları, mektuplar, yazılar, tüm iletişim icatları, bilgisayarlar, e-mailler, telefonlar ve ulaşım araçları da onun etkisindedir.
Bu gezegen, iletişim ve komünikasyonun temsilcisi olmanın yanı sıra aynı zamanda ayrı olan her şeyi birleştirme gücüne de sahiptir. Kozmik enerjisi dünyada yoğun hissedildiğinde, dargın kişiler barışabilir, ayrı olanlar bir araya gelebilir ve uzlaşmayanlar uzlaşma eğilimi gösterebilirler. Merkür, senede üç kez yavaşlar ve bu dönemde kavuşmalar ve uzlaşmalar ertelenebilir, hatta iletişim sorunlarının artabileceğine inanılır. Merkürün güçlü enerjisi altında doğan kişiler, diğer insanlarla daha kolay iletişim kurma eğilimindedirler.
Merkür’ün Güneşe bakan tarafı yanarken diğer tarafı donar, bu nedenle bu gezegenin etkisi altında olan kişiler duygusal anlamda hızlı bir şekilde bir uçtan diğerine geçebilirler. Ani bir şekilde ağlayabilir, gülebilir, öfkeliyken birden sakinleşebilirler. Davranışları zaman zaman tahmin edilemez olabilir. Bu gezegenin etkisinde kalan kişiler, sabırsız ve hızlı hareket eden tiptedirler.
Uzun vadeli planlar yapmak yerine çabuk elde edilen başarıları tercih ederler. Genellikle hızlı konuşur ve düşünürler, bu nedenle onların hızına ayak uydurmak oldukça zor olabilir. Aniden kararlar alabilir ve bu kararları hızla değiştirebilirler. Hızlı tempoları bazen unutkanlığa ya da ufak tefek hatalara neden olabilir.
Venüs (Zühre): Venüs, güneş ve aydan sonra gökyüzündeki en parlak cisimdir ve mitolojide aşk tanrıçası Afroditi’ye atfedilir. Dişiliğin ve güzelliğin sembolüdür, ayrıca insan egosundaki kadınsı yönümüzün hükümdarı olarak kabul edilir.
Güzellik, sanat ve aşkla ilişkilendirilen bir gezegendir, bu nedenle güzel sanatlar, şık giyim, zarif yemekler, güzel mekanlar ve romantizm gibi unsurlar, Venüs’ün etkisindeki insanlara yansır. Feminen bir gezegendir ve bu nedenle Venüs’ün etkisi altında olan kadınlar genellikle daha feminen giyim tarzını benimserken, erkekler de diğer burçlara göre daha fazla feminen giyim ve davranışlardan hoşlanabilirler. Bazı erkekler için Venüs, hayallerindeki ideal kadını simgeler.
Venüs, içimizdeki kadınsı enerji, dişilik, çekicilik ve güzellikle ilgili duyguları içerir. Bu nedenle, Venüs enerjisinin yüksek olduğu zamanlarda insanlar moda, süslenme, zarafet ve güzel kokulara daha fazla ilgi gösterebilirler. Bu dişi gezegen aynı zamanda dünyayı güzel ve yaşanabilir kılan her şeyin hükümdarı olarak kabul edilir. Kaliteli ve estetik olan her şey, Venüs enerjisi ile yaratılır.
Boğa ve Terazi burçları, Venüs tarafından yönetilen burçlardır. Mitolojide, Venüs savaş tanrısı Mars ile aşk yaşamıştır ve bu nedenle Venüs’ün yönettiği Boğa ve Terazi burçları, Mars tarafından yönetilen Akrep ve Koç burçlarına karşı esrarengiz bir çekim hissedebilirler.Venüs’ün etkisi altında kalan kadınlarda, erkekleri çeken bir çekicilik mutlaka dikkat çeker.
Bu dişilik bazılarında ses tonunda, bazılarında yürüyüşte veya bakışlarda gizli olabilir. Venüs’ün etkisi altındaki kadınlar, erkekleri uzaktan bile cezbedecek kadar büyüleyici olabilirler. Ayrıca, bu gezegenin etkisi bazı kişilerde güzel sanatlara yatkınlık olarak da ortaya çıkabilir. Venüs’ün etkisi altında olan bazı kişiler, güzel sanatlara, resme, müziğe veya şiire ilgi duymalarıyla bu gezegenin enerjisinin etkisini gösterebilirler. Venüs’ün etkisi altındaki erkeklerde de kadınlara karşı aşırı zaaf görülebilir.
Mars (Mars Gezegeni): Zodyak’ta Mars, Eski Romalılar tarafından savaş tanrısı olarak kabul edilir ve yaklaşık 2 yılda bir turunu tamamlayarak her burçta ortalama 6 hafta kalır. Bu gezegen girişimci, cesur ve enerjik bir yapıya sahiptir. Bununla birlikte, kişiliklere yarışma arzusu, ihtiras ve ego gibi özellikleri de yansıtır. Aynı zamanda risk almaya teşvik eden ve savaşçı bir etkisi vardır.
Mitolojide savaş tanrısı olarak anılan Mars, cesaretin ve atılımın sembolüdür ve erkeksi bir gezegendir. Savaş aletleri, patlayıcı maddeler, silahlar, bıçaklar ve kesici aletlerin yönetici gezegenidir. Bu nedenle Mars’ın etkisi altında olan burçlar genellikle savaşçı ve agresif özelliklere sahiptir. Mars enerjisi yüksek olduğunda dünyada savaşlar veya çatışmalar artabilir. Aynı zamanda Mars’ın rengi kırmızı ve metal olarak demirdir.
Zodyakta Venüs kadınsı iken, Mars erkeksi bir gezegendir. Erkeksi olan her şey, içimizde yansıyan kozmik enerjisi olarak ondan gelir. Mars, içimizdeki erkeği temsil ederken, Venüs ise pasif ve alıcıdır. Mars, güne başlamamıza ve harekete geçmemize teşvik eden enerjidir. Bu gezegenin etkisi altında olan erkeklerde, kadınları çeken erkeksi bir enerji vardır ve bazılarının sert bakışlarında veya hareketlerinde gizli olabilir.
Mars etkisi altında olan kişiler, agresif ve girişken olma eğilimindedirler. İşe başlamayı severler ancak her zaman başladıkları işi bitirmeyebilirler. Kolayca sinirlenip patlayıcı olabilirler ve bu agresif yapıları nedeniyle eleştiriyi bazen saldırganlık olarak algılayabilirler. Onlara eleştiri yaparken biraz anlayışlı olmak faydalı olacaktır. Kişilik olarak saldırganlık eğilimleri gösterebilirler ve intikam alma dürtüsüne sahiptirler.
Mars’ın etkisi altında olan kişilere kötülük yapmadan önce, olası bir saldırıyı dikkate almaları gerektiğini bilmek önemlidir. Kendilerine yapılan kötülüğü unutmazlar ve zamanı geldiğinde tepki gösterebilirler.
Jüpiter: Büyük Gezegenin Şanslı EtkisiMüşteri: Jüpiter olarak bilinen, mitolojide tanrıların babası, Güneş sistemimizdeki dev gezegen Jüpiter, 12 senede bir turunu Güneş etrafında tamamlar ve bu nedenle her burçta 12 yıl boyunca etkisini gösterir. Jüpiter, hayatımızdaki bütün iyiliklerin, güzelliklerin, şansın, bolluğun, büyümenin ve gelişmenin gezegenidir.
Cömert ve vericidir; aynı zamanda koruyucu nitelikleri de vardır. Jüpiter’in burcumuzda olduğu zamanlarda, şansın ve fırsatların hayatımıza bolca girdiğini gözlemleyebiliriz. Astrolojideki 12 evden geçerken, uğradığı evlerde şansı arttırır. Örneğin, iş evinden geçtiğinde iş hayatında şansımızın arttığını hissederiz; aşk evinden geçtiğinde ise aşk hayatımızda güzelliklerle karşılaşma olasılığımız artar.
Jüpiter’in etkisi altında olan burç Yay burcudur ve bu nedenle Yay burcu Zodyak’taki en şanslı burç olarak kabul edilir. Jüpiter aynı zamanda yeni keşiflerin, yeni seyahatlerin ve eğitimin yöneticisidir. Öğrenme sürecimiz, gelişimimiz ve hayatta ilerlememiz Jüpiter’in etkisi altındadır.Bu gezegenin etkisi altındaki kişiler genellikle şanslıdır ve gezmeyi severler. Sürekli olarak yeni fırsatlarla karşılaşırlar ve bir kapı kapanırken başka bir kapı onlar için açılır. Genellikle zor durumda ya da parasız kalmazlar ve tasaları azdır.
Şanslarına güven duyarlar ve bir problemle karşılaştıklarında, mutlaka bir çıkış yolu bulacaklarına inanırlar, bu nedenle fazla stres yaşamazlar. Bereketli ve bolluk içinde bir yaşam sürerler. Gezmek, onların ruhunun gıdasıdır, bu nedenle gezilerine düzenli olarak çıkmaları önemlidir. Gezmedikleri zaman ruhsal açıdan zorlanabilirler.
Not: Bu makale, Jüpiter gezegeninin astrolojik etkilerini açıklamaktadır ve burada ifade edilenler inançlar üzerine dayalıdır. Astroloji, bilimsel bir temele dayanmaz ve kişilerin yaşamlarını etkileyen faktörleri kesin bir şekilde öngörmez.
Saturn (Zuhal): Saturn, Jüpiter’in cömertliğine ve vericiliğine zıt olarak alıcı ve eksiltici enerji gönderir. Aynı zamanda disiplinli ve sınırlandırıcıdır, özgürlüğün sınırsız olmadığını hatırlatır. Yapabileceklerimizle yapamayacaklarımız arasında bir sınır çizer. Hayatımızdan çıkan ve bizi terk eden her şey, Saturn’un etkisi altında gerçekleşir. Saturn enerjisiyle çevremizdeki engelleri daha fazla hissedebiliriz.
Jüpiter büyümeyi ve gelişmeyi getirirken, Saturn bize bu gelişimi hangi sınırlar içinde gerçekleştirebileceğimizi öğreten bir gezegendir. Kişisel disiplin ve kontrolümüzü, Saturn tarafından gönderilen enerji sayesinde kazanırız. Aynı zamanda hayatımızdaki engelleyici, erteleyici ve zorlayıcı tüm güçlerin yöneticisidir.
Saturn, kural koyucu ve kaosu engelleyicidir. Kanunlar, kurallar, tabular ve zihnimizde engel olarak algıladığımız her şey bu gezegenin yönetimi altındadır. Jüpiter büyümeyi ve artışı desteklerken, Saturn tam tersine bizden alır. Her ne kadar bu gezegen hareketlerimizi sınırlayıcı olsa da hayata anlam verir ve özgürlüğün sınırlı olduğunu hatırlatır.
Bu gezegenin etkisi altında doğan kişiler, zorluklara aşırı derecede dayanıklıdır ve asla pes etmezler. En büyük zorlukların ardından bile hemen ayağa kalkar ve yoluna devam ederler. Onlar için engelsiz bir hayat, sıkıcı bir hayattır; adeta engelleri aşmak için yaratılmışlardır. Kurallara saygılıdırlar ve bir amaca nasıl ulaşacaklarını çok iyi bilirler; tüm engellere rağmen hedeflerine ulaşırlar.
Uranüs: Uranüs, bir burçta yaklaşık 7 sene geçiren ve içimizdeki değişimci ve reformcu ruhu tetikleyen bir gezegendir. Uranüs’ün etkilediği her şey artık eskisi gibi olmayacaktır; çünkü onun etkisi yıkıcı ve yenilikçi olup, eskiyi yıkarak yerine yeni şeyler inşa etme sürecini başlatır.
Astrolojide, Uranüs 12 evde dolaşırken, mevcut düzeni yıkarak yerine yeni yapılar inşa eder. Bu gezegenin enerjisi yoğun şekilde hissedildiğinde, hayatımızda radikal değişiklikler yapma arzusu uyandırabilir ve mevcut durumu tamamen değiştirip yepyeni bir başlangıç yapma isteğine neden olabilir.
Uranüs, mevcut düzen ve sistemlere yıkıcı etkileriyle bilinir. Radikal, yıkıcı ve devrimci bir gezegendir ve alışılagelmiş olanı desteklemek yerine yeniliklerin savunucusudur. Bu değişim bazen acı verici olabilir ve hazırlıksız yakalayabilir, ancak eskiyi yeni ve daha iyi olanla değiştirme ihtiyacını vurgular. Yeni buluşlar, elektronik aletler ve bilimsel gelişmeler Uranüs’ün yönetimindedir.
Uranüs’ün etkisi altındaki bireyler, gericilikten ziyade yenilikçi ve farklı bakış açısına sahip kişilerdir. Yeni ve özgün fikirler ortaya koyarlar ve eskimiş olanlara karşı alerjiktirler. Değişime kolayca uyum sağlar ve öğrenmeye açıktırlar. Geçmişe değil geleceğe odaklanırlar ve hayatlarında yenilik ve değişim enerjisi taşırlar. Daima aynı yöntemleri tekrarlamaktan veya rutin yaşamaktan hoşlanmazlar.
Neptün: Mitolojide denizlerin tanrısı olarak bilinen Neptün, aynı zamanda gizemli ve soyut kavramların temsilcisidir. Güneş çevresindeki bir turunu 14 senede tamamlar. Mitolojide ilham perisi olarak görülür ve içimizdeki yaratıcı gücün ve bilinç altı gücünün kaynağı olarak kabul edilir. Şiirler, şarkılar, hikayeler, film senaryoları ve sanatsal yaratımlar, insan zihninin Neptün enerjisiyle beslendiği düşünülür.
Neptün aynı zamanda manevi dünyamızın yöneticisi olarak kabul edilir. Bilinç altımızı ve düşünce gücümüzü etkiler. Dış dünyamızın, aslında iç dünyamızın ve verdiğimiz kararların yansıması olduğunu bize hatırlatır. Hayallerin, rüyaların, fantezilerin ve bilinçaltının efendisi olarak görülür. Maddi dünyadan çok manevi dünyaya ait olanların hayal gücünün yöneticisi olarak kabul edilir. Balık burcu da bu gezegenin etkisi altındadır.
Bu gezegenin etkisi altındaki kişiler sonsuz hayal gücüne sahiptir. İç dünyaları dış dünyalarından daha zengin ve derindir. Birçok düşünceye sahiptirler ancak bunları ifade etmekte daha çekimser olabilirler. Yaratıcı düş güçleriyle hiç düşünülmemiş güzel projeler ve eserler yaratabilirler. Çok güçlü bir bilinçaltına sahip olmaları nedeniyle aşırı derecede duygusal olabilirler. Bu gezegenin etkisi altında olan kişiler deniz kenarında bulunmaktan keyif alabilirken, deniz olmayan kapalı şehirlerde depresyona girme veya sağlık sorunları yaşama riski artabilir.
Pluto: Pluto, Güneş’e olan uzaklığıyla bilinen ve 250 yılda bir turunu tamamlayan bir gezegendir. Karanlık, derin ve gizemli bir karaktere sahiptir; mitolojide yer altı tanrısı olarak anılır ve ölümden sonraki bilinmez hayatı ve gizemi temsil eder. Aynı zamanda yeniden doğuşun ve değişimin destekleyicisi olarak eskiyi temizleyip yeniye yer açan bir güçtür. Pluto, bir hayatın sona erdiği ve yeni bir hayatın başladığı bu başlangıç ve bitiş noktasının gezegenidir.
Güneş’e olan uzaklığı sebebiyle en etkisiz gezegen olarak algılansa da, Pluto aslında içimizdeki yenilenen enerji ve gücün yöneticisidir. Ölüm ve sonun yanı sıra yeniden doğuşun da destekçisidir, adeta yer altı dünyasının hükümdarıdır.
Ayrıca, Pluto bilinçaltımızdaki gizli güçleri ve öteki dünya ile ilgili olanları yönetir. Bu gezegenin etkisi altında olanlar gizemli, büyülü, ölümden sonrasına ve manevi aleme meraklıdır. Altıncı hisleri kuvvetlidir ve kararlarını genellikle hislerine göre alırlar, nadiren yanılırlar.
Pluto, Güneş çevresinde en yavaş hareket eden gezegendir; bu nedenle bu gezegenin etkisi altında olan kişiler, değişimlere uyum sağlamakta zorlanabilir veya bazı konularda yavaş hareket edebilirler. Akrep burcu, bu gezegenin yönettiği burçtur.